İnsanoğlu var olduğundan bu yana hep aynı soruların cevabını aradı…
Kimim ben, neden yaratıldım, neyim ben?
Sen Topraksın
Sen Susun
Sen Havasın
Sen Ruhsun
Bu ilk buluşmamızda istedim ki sizlerle nasıl toprak olduğumuzu paylaşayım. Dilimin döndüğünce, kalemimin yettiğince…
Topraktan geldik yine toprağa döneceğiz.
Toprakta ne varsa sende de o var.
Hazırlayan: Zehra Aylin Alemdar
Hadi en başa dönelim.
Bir tavuk bir solucan yedi. Tavuk solucandan aldığı protein ile vücudunda bir yumurta oluşturdu. Yumurta bir markette yerini aldı. Bir adam yumurtayı yedi. Yediği yumurtadan aldığı protein ile sperm oluşturdu. Adam âşık oldu sevdiği kadın ile birleşti. Birlikteliklerinde adamın spermi kadının yumurtasıyla buluştu. Kadının karnında bir cenin oluştu. Kadın anne oldu. Karnında taşıdığı cenini toprakta yetişen sebze, meyve ve yine topraktan beslenen hayvanlardan aldığı besinlerle büyüttü. Zamanı geldi doğum gerçekleşti. Bu kez bebek topraktan direk beslenmeye başladı annesi olmadan. Toprakta yetişen sebze meyvelerle ve yine topraktan beslenen hayvanlarla beslendi. Büyüdü bir yaşam sürdü. Zamanı geldi yaşam sona erdi ve geldiği yere geri döndü toprakla buluştu. Vücudu toprakta çözüldü. Mineralleri bir ağacın köküne ulaştı. Mineraller ağacın gövdelerinde dallara oradan yapraklara ulaştı. Bir solucan bir yaprak yedi. Yediği yaprakla beslendi büyüdü. Sonra bir tavuk o solucanı yedi vücudunda oluşturduğu protein ile bir yumurta yaptı.
Evet, döngü bu şekilde devam etti. Evrende hiçbir şey yok olmuyor. Evrim değiştiriyor, dönüşüyor ama hiçbir zaman yok olmuyor.
Toprakta ne varsa bizlerde de o var. Vücudumuzda bulunan tüm mineraller toprakta mevcut. Ne zaman ki bu mineralleri eksik alıyoruz ya da tam tersi bu mineralleri fazla alıyoruz işte o zaman hastalanabiliyoruz. Bu kez de bu mineralleri tamamlayabilmek için ilaçlara başvurmak zorunda kalıyoruz. Peki, üretilen bu ilaçlar nasıl oluşuyor. İlaç firmaları da yine doğadan yararlanıyorlar. İlaçlara gerek kalmadan ihtiyacımız olan mineralleri topraktan nasıl temin edebiliriz? Tamda o anda devreye Doğal Taşlar da giriyor.
Tıp sektörünün olmadığı dönemlerde insanlar şifa için doğadaki otlardan ve taşlardan faydalandılar.
BİR TAŞ NASIL ŞİFA VERİR?
Bu sayımızdaki yazımda taşların fiziki şifasını anlatacağım. Bir sonraki yazımızda ise taşların enerji şifasıyla karşılayacağım sizi.
Doğal taşlar bulundukları bölgedeki mineralleri yoğun bir şekilde içlerinde barındırırlar. Oluşumları binlerce yıl sürer. Doğal taşlar için toprağın mineral depoları diyebiliriz. Doğal taşlardan faydalanabilmeniz için işlem görmemiş, mineral değeri bozulmamış ham taş kullanmanız gerekmektedir. Piyasada bulunan cilalanmış taşlar kullandığınızda maalesef mineral değerine ulaşamayacağınız için size pek fayda sağlamayacaktır. Özellikle yurt dışından temin edilen sıkma taş diye tabir edilen boncuk taşlar maalesef mineral değerleri yok olmuş taşlardır. Taş mıdır? Taştır. Kayaç parçaları öğüterek ufalarlar ve sonrasında içerisine kimyasalları ekleyerek boncuk kalıpların içerisine dökerler ve böylelikle pırıl pırıl parlayan boncuklar oluşur.
Bir diğer konuda doğal taş satıcılarının kullanmış oldukları taşın erime hilesidir. 8-9 sertlik derecesindeki bir taşı normal bir kesici ile dahi kesemezsiniz mutlaka elmas kesiciler kullanmalısınız. Kaldı ki avucunuza konulan boncuk bilekliklerin gözle görünür bir şekilde eridiğini görüyorsunuz oradan arkanıza bakmadan kaçın derim. Taş satıcılarının açıklaması “Aaaa sizde magnezyum eksikliği var o yüzden avcunuzdaki kuvars kristali eridi” şeklindeki açıklamalara kulak asmayın. Eriyen, boncuğun sizin vücut ısınız sayesindeki kimyasalıdır. Vücudunuzun o kadar hızlı bir şekilde taştaki minerali emmesi tüm fizik kurallarına aykırıdır.
Günümüz tıptan bir örnek verelim. Bileğiniz ağrıyor ve bir merhem alıp sürüyorsunuz. Merhem derinizden geçerek ağrıyan yerinizdeki hasarlı bölgeye ulaşarak o bölgeyi onarıyor ve şifalandırıyor. Doğal taşlarda tam da böyle şifa bulmanızı sağlıyor. Örneğin, demir mineraliniz düşük. Yapmanız gereken, demir minerali yoğun olan bir serpentin bileklik kullanmaya başlamanız veya bir kolye ama mutlaka teninize temas etmesi gerekmektedir. Taştaki demir minerali derinizden nüfus ederek vücudunuzdaki eksikliği tamamlayacaktır. Elbette bunun gözle görülmesi hiç mümkün değil. Eser miktarda ihtiyaç duyduğunuz mineral değerini zaman içerisinde kullanmış olduğunuz taştan alacaksınız.
Kadim uygarlıklarda otacıların, şifacıların kullanmış oldukları reçetelere maalesef günümüzde ulaşamıyoruz. Nedeni tamamen ilaç sektörüne bağımlı kalmamız istenmektedir.
Başınız mı ağrıyor alın bir akik taşı koyun anlınıza ve ağrının hafifleyerek yok olduğunu göreceksiniz.
Doğal taş şifasından faydalanmanız için dikkat etmeniz gereken şeyler nelerdir?
*İşlenmemiş taş kullanın.
*Vücudunuzdaki eksik ya da fazla mineralin ne olduğunu öğrenin.
*Anadolu’dan çıkarılan taşları kullanın.
Neden Anadolu’dan çıkan taşları kullanmamız gerektiğini bir sonraki sayımızdaki yazımızda paylaşacağım.