Ana Sayfa Kişisel Gelişim Sen Susun…

Sen Susun…

Sen Susun…
Akyayla

Bu ikinci buluşmamız birinci buluşmamızın devamı niteliğinde olacak. İlk yazımı okuyan sevgili okuyucularımız biliyorlar.

Kamvayu / Zehra Aylin Alemdar

İnsanoğlu var olduğundan bu yana hep aynı soruların cevabını aradı…

Kimim ben, neden yaratıldım, neyim ben?

Sen Topraksın

Sen Susun

Sen Havasın

Sen Ruhsun

İlk yazımızda Sen Topraksın ve toprakta ne varsa sende de o var demiştik. Şimdi sıra ikincisine geldi.

Hepimiz biliyoruz. İnsan vücudunun erkeklerde %60’ı, kadınlarda %50’si, çocuklarda %65 i sudur. Ana rahmine düşüşümüzde başlayan su ile ilgili ilişkimiz hiçbir zaman yok olmuyor. Hatta ben biraz daha geriye gideceğim ve ana rahmine düşüşümüzden öncede bizler birer su idik.

Su’yu kaldırın ortadan!

Yoksunuz…

Sadece siz değil hiçbir canlı yok. Hava dahi yok. Çünkü havada da su molekülleri var.

Ana rahmine düşmeden önce de suydunuzu açalım biraz. Annenizin yumurtalarının ve babanızın sperminin oluşumu için proteine ve bu proteinlerin oluşumu için ise suya ihtiyaç var. Suda yüzen balık, toprakta yetişen sebze meyve, topraktan beslenen ineğin sütü bunların hepsinin oluşumu için su olmak zorunda.

Su canlıdır.

Suyun hafızası vardır.

Siz ne kadar sağlıklı, canlı su içerseniz o kadar sağlıklı olursunuz.

Bu dergi karşınızda ise sizlerde biliyorsunuz ki her şey bir enerjidir ve evrende en büyük enerjilerden biri de sudur.

Suyunuzu canlandırmanın en kolay yolu suyunuza güzel sözler söylemektir

Suyun nasıl bir hafızası vardır. Suyun titreşimsel bir hafızası vardır. Bunu birçok bilim adamı da kabul etmiş ve ispatlamıştır. Bilim adamlarından önce aslında kadim uygarlıklarda da suyun hafızası olduğu bilinmekteydi. En yakın örneklerindendir, bir yerde dua ediliyorsa ortaya bir tas su konulur ve bu su oradaki insanlara içirilir. Okunan duanın kaydını alan su

vücudunuzdaki su ile iletişime geçer ve tüm organlarınıza yayılarak sizlere de şifa olur. Suyunuzu canlandırmanın en kolay yolu suyunuza güzel sözler söylemektir.

Kristallerin ana maddesi sudur

Su bulunduğu yerdeki minerallerle birleşerek kristalleri oluşturur. Bu yüzden deriz ki taşların hafızası vardır. Saf sudan çok daha fazla kaydı bünyelerinde tutarlar. Bir kristalin oluşumu esnasında temas ettiği sudaki bilginin tüm kaydı kristalde depolanır. Günümüz teknolojisinde kullandığımız tüm elektronik haberleşme cihazlarında kristal vardır. Bunların bir kısmı laboratuvar ortamlarında oluşurken bir kısmı doğal ortamlarda oluşmaktadır.

Konuyu şu şekilde örnekleyebiliriz. Bir ses kaydedici düşünün. Doğada bir dağın altında toprağın sesini kaydediyor, doğanın ahengini kaydediyor. Toprak üstüne çıktığında kuş sesini, rüzgârın sesini, yaprağın sesini, denizin sesini kaydediyor. Sonrasında bir el geliyor ses kaydediciyi alıyor önce onu çeşmenin altında bir güzel sabunlu suyla yıkıyor. Cihazın her yanı oksitleniyor. Sonra onu dükkânında sergilemeye başlıyor. Ses cihazı bu kez oraya giden gelen insanların tüm kötü sözlerini de kaydediyor. Sonra siz gidiyorsunuz ve cihazı satın alıyorsunuz. Amacınız doğa sesleri dinleyip biraz rahatlamak ama maalesef cihaz oksitli olduğu için ve negatif cümleler yüklendiği için cızırdıyor. Ara ara kuş sesi duyar gibi oluyorsunuz ama bir türlü istediğiniz huzurlu melodiyi dinleyemiyorsunuz.

Kristal taşlarınızı, doğal taşlarınızı adı üstünde doğal olarak kullanın; toprakta oluşurlarken ki saf halleri size şifa olacaktır.

Taşlarınızı asla kimyasal deterjanlı sularla temizlemeyin.

Anadolu’dan çıkan taşları kullanın ve taşı topraktan alırken müsaade isteyin

İlk yazımın sonunda Anadolu’dan çıkan taşları kullanın demiştim ve sebebini ikinci yazımda yani şimdi anlatacağımı söylemiştim.

Taşlarınızın temiz kalması kadar hangi bölgeden çıktığı da önemlidir. Anadolu toprakları kadim sırları bünyesinde barındıran bir coğrafyadır. Bulunduğumuz topraklarda birçok medeniyet yer almış. Tüm dünyanın sahip olmak istediği bu coğrafya atalarımızdan bizlere bizlerden çocuklarımıza emanettir. Nice mücadelenin yapıldığı topraklarda toprağın altıda bunların hepsine şahitlik yapar.

Bir dağın tepesinde oluşan taş ile dağın eteklerinde oluşan taşın dahi frekansı farklı iken bir başka ülkede oluşan taş ile Anadolu topraklarında oluşan taşın frekansının aynı olması beklenemez. Her ikisi de kristaldir ama içlerinde kaydettikleri bilgiler farklıdır.

Önce kendini bilmeli insan. Kendini bilmek içinde geçmişini bilmeli. Genetiğinde kodlanan bilgiye ilk olarak Anadolu topraklarındaki kayıt cihazlarından ulaşabilirsin. Müsaade et Anadolu topraklarındaki taşların frekansı sarsın seni, korusun, şifalandırsın.

Bir taşı topraktan alırken müsaade isteyin diyorum her seferinde. Çünkü toprak canlıdır. Bir ağaçtan meyve toplarken o ağaca teşekkür edin, sizi duyacaktır.

Topraktan taşı çıkartırken neden izin istememiz gerektiğini önümüzdeki buluşmamızda dillendirmek üzere…

Sevgiyle Kalın…

Sevgi Yayın…

Dergi