Enerji bedenimizin yani “ruh”umuzun ihtiyacı olan yaşam gücü için; Kristal Yatak Terapi
Neden astral, eterik, ruhsal, fiziksel bedenlerden söz ediliyor ve bu bedenler ne anlama geliyor? Yani bizim aslında kaç bedenimiz var? Kristal Enerji Uygulaması olan Kristal Yatak Terapi’yi önce enerji bedenimizi tanıyarak anlayabiliriz.
Kaç bedenimiz var?
Aslında insanın 7 bedeni bulunmaktadır. Fiziksel bedenimizin içinde ve üzerinde gözümüzle göremediğimiz ve modern fiziğin yeni yeni ölçebildiği frekanslarda varlığını sürdüren bir enerji bedenimiz bulunmaktadır ki buna Aura denir.
Enerjetik bedenimiz sonsuz katmanlardan oluşan bir yelpazeye sahiptir ve metrelerce uzağa gidebilir. Enerjetik bedenimizin son derece alıcı olduğu giriş ve çıkış kapıları da Çakra diye adlandırılır.
Aslında enerji bedenimiz yani aura’mız ruh diye anlaşılan bir kavramı da içinde barındırdığı için bizim fiziksel olarak algılayamadığımız şeyleri de hissedebilmekte, yaşayabilmektedir.
Ruh ve aura’yı bizim beş duyumuzla algılayamadığımız fiziksel gerçeklikler, sınırlayamaz. Enerji bedenimiz fiziksel sınırlarımızın ötesinde frekanslarda da var olabildiği için ruh, her zaman ve her yerde olabilmektedir. Yani kısaca ruhumuz, bedenimiz hayattayken de ölüm ve yaşamın ötesinde ne olduğunu algılayabilmektedir.
Astral seyahate çıkanlar, ruhun ölümsüzlüğü gerçeğini çoktan kavramışlardır. Böyle bir gerçeklikten yola çıkacak olursak ruh, beden yaşarken var olduğu gibi beden hayatta değilken de varlığını sürdürebilmektedir. Böylelikle ruhumuzun doğmadan önce de öldükten sonra da var olabileceği sonucunu çıkarabiliriz.
Ruh bir enerjidir ve asla yok olmayacaktır. Ancak boyut değiştireceği gerçeğini yani ölümsüzlüğünü kabul ettiğimizde onun daha öncede bedenlenmiş olabileceği gerçeği ortaya çıkmaktadır ki bunun adına da Reenkarnasyon denmektedir.
7 Bedenimiz Vardır:
- Keterik Beden
- Gök Beden
- Eterik Şablon
- Astral Beden
- Zihinsel Beden
- Duygusal Beden
- Eterik Beden
Enerji bedenimizin de fiziksel bedenimiz gibi düzenli olarak bakıma ihtiyacı var
Ünlü mucit Nikola Tesla’nın sözünü hatırlayalım: “Evrenin sırlarını bulmak istiyorsan, enerji, frekans ve titreşimi düşün.”
Canlı cansız her şey bir enerjiden ibarettir ve enerji demek, titreşim yani frekanstır. Hepimizin artık duyduğu, bildiği, belki göz ardı ettiği ya da tam inanamadığı bir gerçek; enerji bedenimiz.
Aura yani enerji bedenimiz zayıf olursa hem daha fazla hastalanır hem de negatif etkilere daha çok maruz kalırız. Enerjinin önemini anlayıp kendi gerçeğimizi fark ettiğimizde yaşamımızın kontrolünü elimize alabiliriz. Daha yüksek titreşime sahip insanlar için virüs gibi rahatsızlıklar sıradan bir şikâyettir.
Korku, kaygı, aşırı yorgunluk, stres, sinirsel gerginlik, nefret, öfke düşük titreşime sahip olmanın nedenleridir.
Enerji bedenimizde bir sorun varsa eğer bu sorun vücudumuza yansımaya başlayarak ciddi bir hastalık oluşabileceğinin sinyallerini verir ve bakıma alınması gerektiğiyle ilgili aslında bizi uyarır.
Peki, enerji bedenimizi neden düzenli olarak bakıma almalıyız?
Çünkü fiziksel ve duygusal olarak bedenimizin dengesini çakralarımız korur. Çakralarımız güç kaynaklarımızdır ve yaşamamız için ihtiyacımız olan enerjinin vücudun içine girişini ve çıkışını düzenler. Bu enerjiye olan ihtiyacımız tıpkı nefes almaya olan ihtiyacımız gibidir.
Maddi, manevi, fiziksel, zihinsel ve duygusal olarak sağlıklı ve mutlu bir insan olmanın yolu bu çakraların düzenli çalışmasından geçer. Eğer çakralar düzenli çalışır, enerji akışını engelleyen blokajlar olmazsa zihin, ruh ve vücut arasında uyumlu bir bağlantı sağlanır.
İnsanlar bugün bu uyumu sağlayamadıklarından ötürü kanser gibi ölümcül hastalıklara kadar varabilen kötü sonuçlarla karşılaşarak hastalanmaktalar. Ve iyileşme gösteremediklerinde aldıkları ilaçlarla bu duruma kesin çözüm bulamamaktadırlar.
Sağlıklı insanın yayınladığı frekans ortalama 62-78 Hz civarındadır. Hücresel boyutlarda 62-72 MHz (106 Hz) civarında olan insanın vücut frekans aralığı, soğuk algınlığı, grip gibi durumlarda 58 MHz’e kadar düşmektedir. Kanser gibi hastalıklarda ise bu frekans aralığı, 42 MHz gibi daha düşük seviyelere inmektedir.
Enerji bedenimizi nasıl temizleyeceğiz?
Artık hepimizin enerji bedenimizin de tıpkı vücudumuz gibi özenli bir bakıma ihtiyacı olduğunu bilmesi ve kabul etmesi gerekiyor.
Kristallerin gücünü bilen ve kullanan, bu kadim bilgiye sahip olan ve geçmişte bundan faydalanan Atlantis ve Mu kavimleri, Klopatra başta olmak üzere günümüze kadar bu sırrı bilenler, ruh beden ve zihin dengelerini kurmak, sağlıklı ve genç görünerek olabildiğince uzun bir ömre sahip olabilmek için kristallerin büyük şifasını kullanmışlardır.
Şimdi yapmamız gereken enerji bedenimizi kristallerin güçlü enerjisiyle önce temizleyip sonra tıpkı vücudumuza düzenli olarak ve önemseyerek uyguladığımız bakım gibi enerji bedenimizin de bakımını Kristal Terapi ile düzenli olarak gerçekleştirmektir.
Burada bir mucize aramaktan çok bilimden bahsedebiliriz. Kristal Enerji ile uygulanan Kristal Terapi, kontrollü bir şekilde foton enerjisinden yararlanarak titreşimsel bedenimizin yani çakralarımızın düzene sokulmasından ibarettir.
Enerji bedenimizi temizlemeyi, Kristal Enerji uygulaması olan Kristal Yatak Terapi ile gerçekleştiriyoruz.
Kristal Yatak Terapi nedir?
Kristal Yatak Terapi, günümüzde içinde bulunduğumuz enerji kirliliğinden, frekansımızı düşüren radyasyondan, tüm maruz kaldığımız dış ortam ve kişilerin negatif enerjilerinden kendi negatif düşüncelerimizle oluşturduğumuz enerji blokajlarımıza kadar temizlenebilmemiz, enerji bedenimizi güçlendirerek bağışıklığımızı yükseltebilmemiz için bize yeniden hatırlatılmış çok değerli kadim bir bilgi, çok büyük bir fırsattır.
Kristal Yatak Terapisi ile titreşimimiz yükselir, aura’mız genişler ve yükselir, çakralarımız yüksek seviyede açılır ve dengelenir, tüm rahatsızlıklar hücre boyutunda yenilir ve beden katmanlarında büyük bir arınma, temizlenme gerçekleşir. “Bir harekete geçersin ve yaşamındaki tüm dengeleri değiştirirsin”, işte önemli olan bu adımı atabilmek. İhtiyacımız olan yaşam sırrı burada.
Bu öyle bir sır ki hem hastalıklara karşı korunabilecek hem yaşımızın en iyisi görünebilecek, bunu çok doğal ve sağlıklı bir yoldan sağlayarak aynı zamanda genç bir görünüme sahip olabileceğiz. Böyle bir yaşama varmanın yolu, Kristal Terapi’den geçiyor. Kadim bir bilgi olan Kristal Terapi’yi her uyguladığımızda enerjimiz yükselecek, cildimiz güzelleşecek, hastalıklardan korunarak daha ileri bir düşünce boyutunu da deneyimliyor olacağız.
İşte tüm bunları ve daha fazlasını yaşamamızı sağlamanın yolu olan Kristal Enerji uygulaması Kristal Yatak Terapi’yle buluşmak ve şifalanmak gerek. Bu şifa ile şifalanmaya kendimi açıyorum.
