“Su, her şeyin öğretmeni, bir rehber ve şifa kaynağı, bilinçaltımızın aynası… Onun yolu teslimiyetin ve dönüşümün saf hali. Su, direnmeden teslim olur ve yolculuğu boyunca hem kendini hem çevresini dönüştürür. Su gibi olmayı seçtiğimizde her engelin bizi daha güçlü kıldığını her akışın bizi daha derinleştirdiğini fark ederiz. Zorluklar, kendimizle buluşmamız için bir davet, hediyeler ise sevgiye açılan bir kapı. Yaşamın hediyelerini ve zorluklarını kabul et. Su gibi ol, dirençten arın, teslim ol. İçinde taşıdığın bu derin suyun yolunu keşfet, her anda akmaya niyet et. Buradayım.” diyen Özgem Burcu Saraç Görür ile kendi tekniği olan Kozmik Su Terapi’yi, hangi hastalıklara iyi geldiğini, suda doğumu, su gibi olmayı, suyun çakralarla ve bilinçaltıyla olan ilişkisini ve daha fazlasını konuştuk.
Özgem Hanım, Kozmik Su Terapi nedir? Suyun hikmetini nasıl tanımlıyorsunuz?
Kozmik Su Terapi, suyun şifa verici enerjisini hem fiziksel hem ruhsal hem de zihinsel seviyede kullanmayı amaçlayan bir uygulamadır. Kozmik anlamda su, evrenin enerjisiyle bağlantılıdır; tıpkı vücudumuzdaki suyun dolaşımı gibi, evrendeki enerji de sürekli olarak devinim halindedir. Bu terapi, frekans, ses, ışık dili ve suyun doğal bilgeliğini birleştirir. Su sadece yaşamın kaynağı değil, aynı zamanda enerjiyi taşıyan ve aktaran bir varlık olarak kabul edilir. Su, bizim bilinçaltımızın aynasıdır ve ona doğru bir şekilde yaklaştığımızda derin bir şifa ve farkındalık kaynağı olabilir.
“Şamanik öğretilerle ve suyun evrensel enerjisiyle çalışmak, suyu bir öğretmen, bir rehber ve bir şifa kaynağı olarak görmemi sağladı”
Siz bu yolculuğa nasıl başladınız? Su sizin hayatınızın neresinde?
Bu yolculuğa kendi içsel dönüşüm sürecimde başladım. İçsel ve dolayısıyla dışsal bunalım ve bir bağımlılıktan özgürleşme çabası halindeyken öncelikle psycedelic medicine’lar ile tanıştım ve ayauvaska, kambo, san pedro ve buffo gibi güçlü bitki/hayvan ruhlarıyla derin bir inzivadan sonra suyun beni hizmete çağırdığını fark ettim. Hemen sonrasında karşıma çıkan Hindistan’da su terapisi eğitimi almış naif ve güzel bir ruhun su terapisi eğitimini Türkiye’de vermeye başladığını gördüm. Her şey gerçekten çok mucizeviydi ve evren gerçekten benim için tüm adımları atıyordu. Eğitim süreci beni bambaşka biri haline getirdi ve suyun sakinleştirici ve yenileyici gücünü kendi hayatımda deneyimledikçe, bu güçle başkalarına da rehberlik edebileceğimi fark ettim. Şamanik öğretilerle ve suyun evrensel enerjisiyle çalışmak, hayatımda suyu sadece bir element değil, bir öğretmen, bir rehber ve bir şifa kaynağı olarak görmemi sağladı. Zaman içerisinde aldığım eğitimin üzerine benim kendi sezgilerim, inisiyasyonlarım ve deneyimlerimle kendi tekniğim olan Kozmik Su Terapisi’ne evrildi. Ve ben suyun bilgeliğini, şifasını paylaştıkça, suyun bu derin enerjisinin insan ruhuyla nasıl uyum içinde çalıştığını kavramam kolaylaştı ve su zaten olması gerektiği gibi hayatımın tam merkezine yerleşti.
“Özellikle içsel huzursuzluk, depresyon ve enerjetik dengesizlik yaşayan kişiler için oldukça etkilidir”
Hangi durumlarda Kozmik Su Terapisi’ni öneriyorsunuz? Hangi rahatsızlıklara iyi geliyor?
Kozmik su terapisini, zihinsel ve duygusal dengeyi yeniden sağlamak, stres ve kaygıyı azaltmak, travma sonrası iyileşme süreçlerini desteklemek için önerebilirim. Özellikle içsel huzursuzluk, depresyon ve enerjetik dengesizlik yaşayan kişiler için oldukça etkilidir. Su, bilinçaltındaki blokajları çözer ve enerjiyi yeniden akışa geçirir. Kronik yorgunluk, kas ve eklem ağrıları, uyku sorunları gibi bedensel şikâyetlerde de etkili bir tamamlayıcı yöntemdir. Terapi sırasında suyun frekansıyla birlikte ses ve titreşimler de kullanıldığında, vücudun kendi kendini iyileştirme yetisi aktive olur. Hamilelerde, çocuklarda, bebeklerde, yaşlılarda ve fiziksel engel teşkil eden (donuk omuz, omurga eğriliği vs.) duruma sahip kişilerde, yüzme bilen bilmeyen, su korkusu olan kısacası kendini suyla bağlantıya geçmeye yakın bulan, yaşamını dönüştürmek isteyen, anne rahmini yuvayı ve öz’ünü hatırlamak isteyen herkes için uygundur. Ve ben ve tüm dünyadaki insanların hayatlarında en az bir kez suyla #kozmiksuterapisi aracılığı ile yeniden hemhal olmaları birin bütünün hayrına olacaktır. Misyonum da elimden geldiğince çok insana bu yolculukta eşlik edebilmek.
“Ben de güzel kızımı yaklaşık 8 ay önce suda doğurdum. Birbirimizle olan bağımız, iletişimimiz sağlamlaştı ve kendisi bu gezegene kolaylıkla uyum sağladı”
Suda doğum yapmak gerçekten çok daha şifalı bir şey mi? Ne oluyor vücutta?
Evet, suda doğum, hem anne hem de bebek için birçok avantaj sağlıyor. Hamilelik sürecimde de bebeğimle birlikte seanslara devam ettik ve ben de güzel kızımı yaklaşık 8 ay önce suda doğurdum. Ona ve bana hem gebelik sırasında hem doğum sırasında suda olmamızın faydaları saymakla bitmez. Ama en önemlisi birbirimizle olan bağımız, iletişimimiz sağlamlaştı ve kendisi bu gezegene kolaylıkla uyum sağladı. Su, bedenin doğal ağrı kesici mekanizmalarını harekete geçirir; sıcak su kasları gevşetir ve vücudun rahatlamasına yardımcı olur. Suyun içindeki doğum süreci, annenin stresini azaltır ve hormonların daha dengeli bir şekilde salgılanmasını destekler. Bebek açısından bakıldığında, anne karnındaki amniyotik sıvıdan suya geçiş, daha yumuşak bir geçiş sağlar ve doğum travmasını azaltabilir. Doğal olarak suyun sıcaklığı, vücuttaki kan dolaşımını artırarak doğum sürecini daha rahat hale getirir.
“Su, derin bilinçaltına erişimi kolaylaştırır ve eski, işlevsiz duygusal kalıpların çözülmesine yardımcı oluyor”
Ruh-Zihin-Beden dengesi için suyun şifasından bahsetsek?
Su, ruh-zihin-beden bütünlüğünü sağlama konusunda çok güçlü bir araçtır. Fiziksel olarak su, vücudumuzdaki toksinlerin atılmasına, hücrelerin yenilenmesine ve organların sağlıklı çalışmasına yardımcı oluyor. Zihinsel olarak, suyun sakinleştirici etkisi, stresin ve negatif düşüncelerin azalmasını sağlıyor. Ruhsal düzeyde ise su, derin bilinçaltına erişimi kolaylaştırır ve eski, işlevsiz duygusal kalıpların çözülmesine yardımcı oluyor. Su terapisi ile kişi, içsel sessizliğe ve dengeye ulaşabilir; bu da ruhsal gelişim ve farkındalık için güçlü bir temel oluşturuyor.
“Su elementi, özellikle ‘Sakral Çakra’ ile ilişkilidir. Kök çakra ve kalp çakrası da suyla çalışıldığında etkili bir şekilde dengelenebilir”
Su ve çakralar arasında nasıl bir ilişki var? Enerji dengemizi korumak için özellikle çalışmamız gereken bir çakra var mı?
Çakralar, enerjetik bedenimizdeki enerji merkezleridir ve her bir çakra farklı bir elementle ilişkilendirilir. Su elementi, özellikle ikinci çakra olan “Sakral Çakra” ile ilişkilidir. Sakral çakra, yaratıcılık, duygusal denge ve cinsel enerji merkezidir. Eğer bu çakrada bir tıkanıklık varsa, kısaca duygusal dengesizlikler, yaratıcılığın engellenmesi ya da cinsellikle ilgili sorunlar ortaya çıkabilir. Tabi ki her çakra gibi çakra konuları daha derin ve kapsamlıdır. Kozmik Su Terapisi ile suyun enerjisi, bu çakranın dengelenmesine ve enerjinin serbestçe akmasına yardımcı olabilir. Ayrıca, kök çakra ve kalp çakrası da suyla çalışıldığında etkili bir şekilde dengelenebilir. Tüm çakraların dengede olması ruhsal, fiziksel ve zihinsel sağlık için önemlidir.
Öfke akan su, nefret durgun su gibidir diyorsunuz. Bu duygular ile nasıl baş edip kontrol edeceğiz?
Öfke ve nefret gibi güçlü duygular suyun hareketleriyle ilişkilendirilebilir. Öfke, sürekli bir akış halindeyken, durgunlaşmadıkça sağlıklı bir şekilde boşalabilir. Ancak öfke durdurulduğunda ya da bastırıldığında, zamanla nefrete dönüşebilir; tıpkı durgun suyun kokuşması gibi. Bu nedenle, bu tür yoğun duyguları fark etmek ve onların doğal akışını sağlamak önemlidir. Kozmik Su Terapisinde, suyla çalışmak, duyguların farkındalığını artırır ve onların sağlıklı bir şekilde işlenmesine yardımcı olur. Nefes çalışmaları ve suyun sakinleştirici gücü, bu duyguların doğal akışına izin vermeyi öğrenmek için güçlü araçlardır. Bu duygularla baş etmek, onları bastırmak yerine akışına izin verip serbest bırakmayı hatırlamaktan geçer.
“Su gibi ol” diye bir terim var. Nedir bu su gibi olmak?
“Su gibi olmak” terimi, esneklik ve uyum sağlama yeteneğini temsil eder. Su, içine konduğu her kabın şeklini alır, önüne çıkan engelleri aşmak için yolunu bulur ve en sonunda gideceği yere varır. Bu metafor, hayatta da her duruma ve değişime esnek bir şekilde adapte olabilmeyi anlatır. Su, akış halindedir, direnmez; bu yüzden de hayatın değişimlerine karşı direnmek yerine, o değişimlerle uyum içinde hareket etmek “su gibi olmak” anlamına gelir. Kozmik Su Terapisi’nde de suyun bu yönünü rehber alarak, duygusal ve zihinsel dirençleri çözmek ve hayatın akışıyla uyumlanmayı deneyimliyoruz.
“Suyla olan bu derin bağlantıyı kurarken, Sufizm’in içsel yolculuğunu, qigong’un beden-zihin uyumunu, frekans şifası ve sesin özgürleşmesi gibi teknikleri bir araya getiriyorum”
Budizm de su çok önemli ve kutsal sayılıyor. Bu konuda ne söylemek istersiniz? Sizde bu öğretiler ile ya da hangi öğretilerle çalışma yapıyorsunuz?
Budizm’de su, saflığın, dinginliğin ve huzurun sembolüdür. Su, zihni ve ruhu temizleyen, saflaştıran bir element olarak kabul edilir. Aynı zamanda su, Budist öğretilerde geçiciliği temsil eder; tıpkı suyun sürekli akması gibi, her şeyin geçici olduğu, hiçbir şeyin sabit olmadığı hatırlatılır. Su, sadece Budizm’de değil, birçok kadim kültürde kutsal kabul edilen, hayatın merkezinde yer alan bir unsur. Su, varoluşumuzun özüdür; yaşamın kaynağı ve her türlü dönüşümün temel aracıdır. Benim çalışmalarımda su, sadece bir element değil, aynı zamanda bir bilinç, bir rehberdir. Ben de çalışmalarımda bu anlayışı kullanıyorum. Şamanik öğretiler ve suyun enerjisiyle çalışırken, suyun bu geçiciliği, dönüştürücü ve şifalandırıcı özellikleri ve ruhuyla bütün oluyorum. Suyla olan bu derin bağlantıyı kurarken, Sufizm’in içsel yolculuğunu, qigong’un beden-zihin uyumunu, frekans şifası ve sesin özgürleşmesi gibi teknikleri bir araya getiriyorum. Ayrıca subliminal telkinlerle zihin ve bilinçaltı seviyesindeki blokajları çözüp, ışık dili ve kozmik bağlantılarla ruhsal farkındalığı artırmayı amaçlıyorum. Nefes, meditasyon, dans ve bazen ham kakao ritüelleri, kişinin doğa ve evrenle uyumunu derinleştirip ve suyun şifalandırıcı enerjisini harekete geçiriyor. Suyun bilgeliği, onun sürekli akışında ve hayatı destekleme gücünde saklıdır. Hayatımızda da suyun bu bilgeliğini benimseyerek, değişimlerle uyumlu bir şekilde akmayı ve sürekli yenilenmeyi öğrenebiliriz.
Ve şunu da eklemek isterim
Su hayattır. O, yalnızca bedenimizi değil, ruhumuzu da besler; suyun olmadığı yerde yaşam da olmaz. Su, insanın içsel yolculuğunda en sadık yol arkadaşıdır ve biz, su gibi akmayı öğrendiğimizde yaşamın gerçek akışını keşfederiz.